Bulaşıcı Hastalıkları Önlemek ve Salgın Riskini Azaltmak İçin
Afet ve Olağandışı Durumlarda Çevre Sağlığı Olarak
Sahadayız
Ülkemizde her yıl halk sağlığının ve
koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak ve yürütülen
çalışmaları daha görünür kılmak amacıyla 3-9 Eylül
tarihleri ‘Halk Sağlığı Haftası’ olarak kutlanmaktadır.
Halk Sağlığı Haftasının 2021 yılı teması “Afet ve
Olağandışı Durumlarda Çevre Sağlığı Hizmetleri” olarak
belirlenmiştir.
“Çevre Sağlığı”, hızla artan
dünya nüfusu, hızlı kentleşme ve endüstrileşme, kaynakların
kontrolsüz bir şekilde kullanılması ve tüm bu süreçler
sonucunda ortaya çıkan zararlı etkenlerin belirlenmesi, tüm
canlıların sağlığını kontrol etmek ve bu zararlı bileşiklerin
en aza indirilmesi amacıyla gerekli önlemlerin alınmasını
hedefleyen bir bilim dalıdır. Afetlerde toplum sağlığını
etkileyebilecek zararlı etkenlerin belirlenmesi, çevresel
koşulların kontrol altına alınarak, başta salgınlar olmak
üzere, pek çok sağlık risklerinin ortadan kaldırılması
gerekmektedir.
Afetlerde ve diğer dönemlerde verilen
çevre sağlığı hizmetleri arasında nitel farklılık yoktur.
Ancak; afetlerden sonra, fizik ve sosyal çevrede var olan ekolojik
denge bozulabilmekte, nüfus kitleler halinde yer değiştirebilmekte,
çevre ve sağlık bakım hizmetleri alt yapısı hasar görerek bu
hizmetler kesintiye uğrayabilmekte, çevrede özel birtakım
kirlenmeler oluşabilmekte ve tüm bunlar toplum yaşamını riske
edebilmektedir. İklim değişikliğine bağlı olarak doğal afet
sayısındaki artışlar, birçok çalışma tarafından ortaya
konmuş bir gerçektir. Özellikle iklim değişikliğinden dolayı
daha da kötüleşen, sıklığı ve şiddeti artan afetler, neden
oldukları can kayıplarının yanında ekonomik, sosyal ve çevresel
kayıpları da beraberinde getirmektedir.
Dünyada
1995-2015 yılları arasında iklim-hava kaynaklı doğal afetlerden
nüfusun en fazla etkilendiği olaylar olarak bakıldığında sel
afeti %56 ile birinci sırada, kuraklık %26 ile ikinci, fırtına
%16 ile üçüncü ve aşırı sıcaklıklar %2 ile dördüncü
sırada yer almaktadır.
Afet ve olağandışı durumlarda
Bakanlığımızın çevre sağlığı hizmetlerinin yerinde,
zamanında ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlamanın yanı
sıra, çevre sağlığı hizmetlerinin iyileştirilmesi ve
geliştirilmesi için çevre sağlığını tehdit eden unsurları
belirlemek, izlemek, denetlemek, çevre sağlığı etki
değerlendirme çalışmalarına katılmak gibi önemli görev ve
sorumlulukları bulunmaktadır.
Sağlık Bakanlığı
yurdun en ücra köşelerine kadar ulaşan personeliyle
vatandaşlarımıza sağlık hizmeti sunmaktadır. Bakanlığımız
bünyesinde çok farklı unvan ve meslek sınıfından oluşan
profesyonel personel, ekip ruhu içerisinde hizmet vermektedir. Bu
ekiplerden biri de yıllara dayanan saha tecrübeleri ve teknik
donanımları ile çevre sağlığı ekiplerimizdir. Halk sağlığının
korunması açısından afet ve olağandışı durumlarda
görevlendirilmek üzere Çevre Sağlığı Afet Müdahale
Prosedürünün uygulanması için yaklaşık 5 bin personel sahada
hizmet vermektedir.
Bu kapsamda Çevre Sağlığı
ekipleri; afet ve olağandışı durumlarda insan ve toplum sağlığını
doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen fiziksel, kimyasal,
biyolojik, sosyal ve psikolojik etkenlerin belirlenmesi, tüketime
sunulan içme-kullanma suyu kalitesinin belirlenmesi ve sağlıklı
ve güvenli suya erişim için ilgili kurum ve kuruluşlar ile
koordinasyonun sağlanması, insan ve çevre sağlığı açısından
büyük önem arz eden altyapılara afetin etkisinin belirlenmesi,
geçici barınma yerleri ve sosyal imkanların (yeterli ısınma,
aydınlatma, havalandırma, kişisel hijyen için banyo/duş yerleri
vb.) ihtiyaca cevap verecek nitelikte ve sayıda olması ile sağlıklı
gıda temini hususlarında ilgili kurum/kuruluşlara görüş ve
önerilerin bildirilmesi, hassas grupların durumunun
değerlendirilmesi, sanayi tesislerinden kaynaklanabilecek risklerin
belirlenmesi, mevcut mezar yerleri kullanılamayacak durumda ise yeni mezarlık yer seçiminin yapılması
ile mezarların tesis ve inşası ve ölülerin defni için ilgili
kurumlara görüş bildirilmesi gibi çalışmalarda sahada görev
almaktadır. Ayrıca vektörel hastalıkları önlemek amacıyla
vektör üreme yerlerinin tespit edilmesi haşere ve kemiricilerin
kontrol altına alınması ve katı atıkların bertaraf edilmesi vb.
çevre sağlığını ilgilendiren birçok konuda gereken
kontrollerin yapılması ile bulaşıcı hastalıkları önlemek ve
salgın riskini azaltmak için olay anından itibaren merkez ve taşra
teşkilatı olarak olay yerine intikal edilmekte ve hızlı bir
şekilde müdahale edilmektedir.
Deprem kuşağında yer
alan ülkemizde meydana gelen depremlerle birlikte, iklim
değişikliğinin etkileri ve buna paralel olarak insan kaynaklı
çıkan yangınlar ve son dönemde yaşanan sel felaketleri ülkemizi
bir dizi afet ve olağandışı durum ile karşı karşıya
bırakmıştır. Halk sağlığının korunması açısından sel,
yangın, deprem vb. afet ve olağandışı durumlarda toplu yaşam
alanlarında karşılaşılabilecek bulaşıcı hastalıklar
konusunda yapılacak müdahale ve bilgilendirmeler hayati önem
taşımaktadır. Hedef; çevre sağlığı müdahaleleri ile
hastalıkların ortaya çıkmasını engelleyerek yaşanması
muhtemel kayıpların önüne geçmektir.
Son yıllarda
ülkemizde yaşanan; Elazığ, Malatya ve İzmir depremleri, Rize,
Sinop, Kastamonu ve Bartın sel felaketleri, Marmara Denizindeki
müsilaj sorunu, orman yangınları gibi afet ve olağandışı
durumlar kapsamında verilen çevre sağlığı hizmetlerinin önemini
bir kez daha göstermiştir. Halk sağlığının korunması
açısından büyük öneme sahip olan çevre sağlığı
hizmetlerinin, toplumun ve çevrenin sağlığı açısından
ertelenemez ve vazgeçilemez olarak değerlendirildiğinden bu
kapsamda yapılacak çalışmalarda gereken hassasiyetin gösterilmesi
büyük önem arz etmektedir.